Selam.
İnsanların çoğu dini konularda geçmişten gelen yanlış bilgilerle yetinmeye çalışıyorlar. Ve bu çoğunluğun din algısı, Kuran’ı anladığı bir dilde okumadığı halde başkalarının “inan ve yap” dediği şeylerden ibaret. Bazen söylenen şeyler kendilerine mantıksız gelse de, soru sormaktan korkuyorlar. Bazen bu soruların peşine düşüp gerçeği öğrenmeye çalışıyor. Ama maalesef insanların çoğu konfor alanını bozup gerçeğin peşine düşmüyor. Gelelim bu yazının asıl yazılış amacına.
Cehennem denilince çoğu insanın aklına gelen, oksijenli tepkimelerin sonucu oluşan kırmızı ve tonlarında somut bir ateş. Ahirette bulunduğuna inandıkları cehennemin üzerinde bir köprü olduğuna, Allah’a hesap verdikten sonra bu köprüden geçeceklerine, imtihanı geçenlerin köprünün karşı tarafındaki cennete, imtihanları geçemeyenlerin ise köprünün altında bulunan bu kırmızı ateşe düşeceklerine inanıyorlar. Buradaki sorun, insanların yandıkları cehennem ateşinin dünyadan uzakta olduğuna inanmaları. İşte bu büyük bir yanlış. Çoğu insanın cehennem algısını bir görselle ve bir videoyla özetleyeyim.
Google görsellere “cehennem ateşi” yazdığınızda çıkan pek çok görsel, maalesef insanların cehennem algısının birer yansıması. Oysa Kuran’a göre cehennem ateşi böyle bir ateş değil. Cehennem bir bilinç halidir. Kuran’da inkarcıların azaplandırıldığı “ateş”, bir metafordur. Peki metafor ne demektir?
Metafor: Bir şeyi başka şey ile benzetmeye, kıyaslamaya, anlatmaya yarayan mecazlar.
Kuran’da cehennemin ve çeşitli azapların “ateş” kelimesiyle sembolize edilerek anlatılmasının sebebi, ateşin taşıdığı özelliklerdir. Ateş, çeşitli amaçlarla kullandığımız pek çok maddeyi işlemede kullanılan en önemli araçtır. Özellikle toprak, metaller, altın yüksek sıcaklıklarla istenilen şekile ulaştırılır. Ayrıca ateş sterilize etme özelliğine sahiptir. Sterilize : bozulmasına yol açabilecek mikroorganizmalardan ve fermentlerden arındırılmış olan.
İşte tüm bu özelliklerin insan üzerine etkisini düşünürseniz, cehennem azaplarının neden “ateş” ile sembolize edildiğini anlarsınız. Ateşle birlikte insana şekil verilerek ulaşması istenilen bilince ulaştırılır. Ateş, insanı negatif özelliklerden arındırır. Eskiden insanlar gerçek altın ile hilelisini ayırtetmek için onu ateşe tutarlardı. İşte bu yüzden insan çeşitli imtihanlara yani ateşe tabi tutulur ve onun gerçek bir insan mı yoksa bir beşer mi olduğu anlaşılır. Dolayısıyla cehennem, bir bilinç halidir, esfele safilin yani aşağıların aşağısıdır. İnsan, dünyada bilinç evrimine cehennemden başlayarak çeşitli ateş imtihanları ile imtihan edilir. Cehennemde olan bir insanın tek bir bedende arınması ve üst bilince ulaşması elbette mümkün değildir. Bu konu vahiyde “yeniden diriliş” olarak anlatılıyor. Elbette sadece birkaç cümlede yazdığım tüm bu bilgilerin ayetlerle delillerinin getirilmesi gerekir, ilk bakılması gereken budur. Bu konular ve fazlası onlarca detayıyla, ayetlerden deliller getirilerek Hakikat Kitabı ve Hakikat Planı adlı kitaplarda anlatıldığı için, ben yalnızca bu kitaplarda ayetlerle anlatılanların ne kadar mantıklı olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Şöyle bir gerçek var, cehennemin dünyada yaşandığını ve dünyada birçok bedende(50) yaşam sürdüğümüzü yani bedenlendiğimizi bilmeden Yüce Allah’ın yaratmış olduğu bu muazzam sistemin anlaşılması mümkün değildir. Hatta imkansızdır.
Ateşin şiddetinin çok olduğu zamanlar , insani değerlerin henüz oluşmadığı , ilkel bir şuurun ve zorluğun karşılığıdır . Fakat sekar içinde çağlar geliştikçe , insanların aydinlanmasıda o oranda artarak onların bilinç potansiyelleri yükselir . Böylece kolektif şekilde ateş etkisi azalır . Zaman ilerledikçe ve bilinç katları varlıklar tarafından geçildikçe, kötü olan negatif durumlar , var olmaya devam etse de iyiye doğru bir ilerleme gerçekleşir .