SALÂT NEDİR ?

Salat’ın (namaz) vahiy içerisinde verilen iki anlamı vardır. İlki desteklemek diğeri nefsler için bir ibadet yöntemi olan namaz’dır. Öncelikle Allah’ın insanların namazına ve daha bir çok ibadetine ihtiyacı yoktur. O Gani ve Samed’tir. Fakat insanların bu ve buna benzer bir çok ibadet ve ayet bilgisini uygulaması bu dünyadan çıkış biletidir. Sizin sorduğunu namaz bir ibadet yoludur. İnsanlardan bunun yapılması istenmesinin ana olarak “2” amacı vardır. Bu amaçların birbirlerine neden-sonuç ilişkisi ile bağlıdır. Bunları yazmadan önce namazın olmazsa olmazı, doğru uygulanmasıdır. Bunun için öncelikle abdest almak ve söylediğiniz ayetlerin anlamlarını bilmek namaz kılmanın olmazssa olmazıdır. Eğer kişi namaz sırasında ne söylediğini bilmiyorsa kesinlikle namazdan uzak durmalıdır (Nisa/43).

İlk amaç, görev bilincidir. Bunun nedeni, insanı günün belirli saatlerinde ve en önemlisi uykunun esir aldığı saate kendisine verilen görevi yapma sorumluluğuna eriştirme gayesi vardır. Çünkü insanoğlunun imtihan edildiği sistemde kendisi üzerine çizilen yol, cennet boyutları denilen gerçek yaşama adımlarına atmaları ve görev planına alınarak alt boyutlarda görevli olmalarıdır. Bunun için namaz, insanlara farz kılınmış vakitlerde üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor mu getirmiyor hususunda bir imtihandır.

İkinci amaç, kişiye faydası olacak olan sonuçtur. Bu sonuç “muhakkak ki salât (namaz), çirkin utanmazlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar (Ankebut/45)” olarak verilmiş durumdur. Peki bu durum nasıl olmaktadır ?

“Müminlerin kalplerine, îmânlarını îmân ile artırsınlar diye sekîneti indiren, O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Ve Allah; Alîm’dir, Hakîm’dir. Mü’min kadın ve erkekleri orada ebedî kalmak üzere altından nehirler akan cennetlere koysun ve onların günahlarını örtsün diye. İşte bu, Allah’ın indinde fevz-ül azîmdir. Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azablandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin. Allah, onlara karşı gazablanmış, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Varacakları yer ne kötüdür.” Fetih 4, 5, 6. Ayetler

“Ey iman edenler! Allah’ı çok zikirle zikredin. Ve O’nu, sabah akşam tesbih edin. Sizi, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, üzerinize salat eden (destekleyen/rahmet eden), O ve O’nun melekleridir ki O, müminlere Rahim’dir.” Ahzab 41, 42, 43. Ayetler

Namaz = Sekinet = Sakinlik, huzur, güven = Karanlıklaradan aydınlığa çıkmanın verdiği his = meleklerin salat etmesi, sekinetin indirilmesi = Mumin şuurunda olan nefsler için

Eğer nefs Mümin şuuruna ulaşmış ise hayat ve onun işleyişi hakkında bir çok bilgiye ulaşmış ve onları idrak etmiştir. Bu bilgilerin temeli kalp merkezli olarak bina edilen bir algıya sahiptir. Bu sebeple adalet, doğruluk, iyilik, güzellik, paylaşımcılık, affedicilik vb. daha bir çok insanı insan yapan müspet şuur alanı içinde yer alan amelleri yapma bilincine ulaşmıştır. İşte bu şuur alanında olan Mümin için, namaz farklı bir hal alır.

Sekinet olarak bilgisi verilen huzur ve güven, nefste kıldığı her vakitte aktifleşir. Bunun karşılığı, Seratonin, Dopamin, Oksitosin ve Endorfin olan mutluluk hormonlarının aktive olmasıdır. Bunların sonucunda nefs, sekinet haline ulaşır. Bu zihinsel ve fiziksel yükleme kişiyi kötülüklerden hem zihinsel hemde maddesel dünyasında, çirkin utanmazlıklardan ve de kötülüklerden alıkoyar.

Çirkin utanmazlıklar = Maddesel dünyada yer alan kötü düşünce ve bunların yansıması olan davranışlardır

Kötülüklerden Alıkonulmak = İnsan metabolizması, yaşadığı her an içinde milyonlarca hücreyi kaybetmekte aynı zamanda yine yeni bir çok yeni hücre üretmektedir. Nefsin sahip olduğu şuur alanı eğer menfi bir alanda (depresif, karamsar, öfkeli, sevgisiz, huzursuz, stresli, gergin vb.) her nefes aldığı saniye, hücrelerin yeniden oluşturulma aşamasında bu menfi akımın etkisinde bedene sinyal gönderir. Böylece bedensel anlamda sorunlar yaşamaya başlar. Bir çok farklı hastalığın sebebi olan bu durum atipik hücre çoğalmasının da sebebidir.

Fakat Mümin şuuruna sahip olan bir kişi müspet şuur alanında olduğu için kıldığı namazlar onun için sekinete dönüşür. Böylece O’nun Rahim esması kulda tecelli eder. Tıpkı Yusuf’un “ben, nefsimi temize çıkaramam. Muhakkak ki nefs, kötülüğü emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği hariç (Yusuf 53)” olarak bilgisini verdiği durum gibi, Rahim tecelli eder ve kötü amelin önüne geçilir.

“Hani o inkâr edenler, kendi kalplerinde, ‘öfkeli soy koruyuculuğu’nu (hamiyeti), cahiliyenin ‘öfkeli soy koruyuculuğunu’ kılıp kışkırttıkları zaman, Allah da Resûl’ünün ve mü’minlerin üzerine sekînetini indirdi. Ve takva sözü onlara elzem oldu (hakettiler). Ve onu (takva sahibi olmayı), en çok onlar hakettiler. Ve ona ehil (lâyık) oldular. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.” Fetih 26. Ayet

Tabi ki bunun tersi olan Mumin şuuru dışında yer alan menfi şuur alanı hallerinde ise kişi bu nimetlerden uzak kalır. Böylece bu durumun sonuçlarını yaşar;

Sekinetin Olmaması

“Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azablandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin. Allah, onlara karşı gazablanmış, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Varacakları yer ne kötüdür.” Fetih 6. Ayet

Hem zihinsel hemde maddesel dünyada eğer nefste sekinet duygusu aktifleşmemis ise hormonol sistem doğru çalışmaz. Böylece depresif, karamsar, öfkeli, sevgisiz, huzursuz, stresli, gergin bir halde olan nefs için vesvese kodu çok daha kolay hakimiyet kurar. Sonrasında kötü işler kişiye normal şeyler gibi gelmeye başlar ve kötü işler içinde kendini bulur. Aynı zamanda metobolik anlamda da çöküşe girer ve ektiklerin biçildiği dünyada kendisi için uygun olan son ona ulaşır.

“Yoksa kötülüklere batıp yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar.” Casiye 21. Ayet

Sonuç olarak sahip olduğunuz şuur karşılığında sekinetin aktivasyonu değişmektedir. Ne zaman ki mümin şuuruna ulaşırsınız o zaman bu farkındalığı namazlarınızda yaşarsınız.

Emrah Eryılmaz

(Visited 227 times, 1 visits today)

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir