Namaz vakitleri ile ilgili soru ve sorunlar üzerine bazı açıklamalar yapmak elzem olmuştur. Namaz nefslere farz kılınan bir ibadettir. Ve bu ibadet çeşitli vakitler üzerinden farz kılınmıştır.
“Böylece namazı bitirdiğiniz zaman, artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken (yatarken), (devamlı) Allah’ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, namazı erkânıyla kılın. Muhakkak ki namaz, mü’minlerin üzerine, “vakitleri belirlenmiş bir farz” olmuştur.” Nisa 103. Ayet
Vahiy, vakitlerin farz kılınmasının yanı sıra bu vakitlerin ne zamanları kapsadığını tüm detayları ile bildirmiştir. Fakat detaylar içerisinde önem teşkil eden ve anlamı açıklayan ek bilgiler, namaz ibadetinin tamamlayıcısı olan diğer ibadetler üzerinden açıklanmıştır. Bu bilgi, Kaf Suresi 39 ve 40. Ayetlerde “Öyleyse (artık) onların söyledikleri şeylere sabret. Ve Rabbini, güneşin doğuşundan evvel ve batışından evvel, hamd ile tesbih et. Ve artık gecenin bir kısmında ve secdelerin arkasından O’nu tesbih et” olarak bildirilmiştir. Tesbih, Allah’ı eksik sıfatlardan uzak tutmak, O’nun şanının yüceliğini anmak demektir.Tesbih etmek (tesbihat), secdelerin arkasından yapılan ve namazı tamamlayan bir ibadettir. Bu bilgi bir çok ayette yine “secde ve tesbih etmek” birlikteliği ile bildirilmiştir.
“Öyleyse Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.” Hicr 98. Ayet
“Fakat Bizim âyetlerimize iman edenler onlardır ki, (âyetlerimiz) zikredildiği zaman secde ederek yere kapanırlar ve Rab’lerini hamd ile tesbih ederler ve onlar kibirlenmezler.” Secde 15. Ayet
“Secde ve tesbih” bir arada yapılan, birbirlerinin tamamlayıcıları olan ibadetlerdir. Bu yüzden vahiy, bu iki ameli birlikte ve yan yana kullanır. Bu durum iman etmek ve onun gerekliliği olan salih amel ikilisi gibi birbirlerini tamamlayan iki aksiyondur.
Şimdi namaz vakitlerinin hangi zaman dilimlerini kapsadığını açıklayalım;
“Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın kısmında namazı ikame et. Muhakkak ki haseneler, seyyiati giderir. İşte bu, zikredenler için bir öğüttür.” Hud 114. Ayet
Sabah Vakti: Günüdüzün iki tarafı içinde yer alan ilk taraf; Gündüzün başlangıcı olan vakit olan sabah namazı vaktidir. Çünkü gündüzün başlangıcı, gündüzün ilk tarafıdır. Bunun için belirleyici, güneşin, geceye adımını attığı andır.
Öğle Vakti: İkinci taraf, güneşin en tepeye gelip, batıya döndüğü vakit olan, öğle vaktidir.
Akşam Vakti: Gecenin gündüze yakın olan kısmı ise; güneşin batmaya başladığı, güneşin adımlarının gecenin üzerinden yavaş yavaş kalmaya başladığı ilk anlardır. Günün geceye döndüğü vakittir. Bu vakit ise akşam namazına tekabül eder.
Bu ayette; 3 ayrı vakit bilgisi verilmiştir.
Namaz vakitleri, namazın tamamlayıcı ibadeti olan tesbihat üzerinden yine aynı vakitleri karşılayacak şekilde açıklanmıştır;
“Öyleyse (artık) onların söyledikleri şeylere sabret. Ve Rabbini, güneşin doğuşundan evvel ve
batışından evvel, hamd ile tesbih et. Ve artık gecenin bir kısmında ve secdelerin arkasından O’nu tesbih et” Kaf 39, 40. Ayetler
“Ve Rabbinin ismini sabah ve akşam zikret. Ve artık, gecenin bir kısmında O’na secde et. Ve geceleyin uzun uzun O’nu tesbih et.” İnsan 25, 26. Ayetler
“O halde söylenen şeylere sabret! Ve Rabbini, güneşin tulûundan (doğuşundan) önce, güneşin gurubundan (batışından) önce ve gecenin bir kısmında hamd ile tesbih et. Ve gündüz boyunca da tesbih et. Umulur ki böylece rızaya ulaşırsın.” Taha 130. Ayet
Güneşin doğuş vakti, sabah namazıdır. Batışından evvel olarak verilen vakit, akşam namazına denk gelen, gündüzün geceye döndüğü zaman dilimidir.
Yatsı Vakti: Kaf Suresi 40. Ayette “Ve artık gecenin bir kısmında ve secdelerin arkasından O’nu tesbih et” ve İnsan Suresi 26. Ayette “Ve artık, gecenin bir kısmında O’na secde et. Ve geceleyin uzun uzun O’nu tesbih et” olarak verilen vakit, yatsı vaktidir. Bu vakit gece karanlığının tamamen çöktüğü ve güneşin etkisinin günden ayrıldığı vakittir. Gece olarak adlandırılan yatsı namazı, akşam vakti olan güneşin geceden ayrılmaya başladığı ve henüz karanlığın çökmediği vakitte kılınamaz. Çünkü eğer kılınırsa, akşam vaktinde kılınan namaz ile gece vaktinin namazı olan yatsı vakti arasında bir fark olmayacaktır. Bu sebepledir ki gece ve akşam vakitleri birbirlerinden ayrıdır.Çünkü tüm vakitler güneşin adımları üzerinden belirlenmiştir.
Yatsı vaktinin sonu ise, sabah vakti olan güneşin tekrar geceye ilk adımını attığı zamana kadardır. Bu detay bilgisi Tur Suresi 48, 49. Ayetlerde “Ve Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü muhakkak ki sen gözümüzün önündesin. Ve kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et. Ve gecenin bir kısmında artık O’nu tesbih et ve yıldızların batışında da…” olarak verilmiştir. Kalktığın zaman olarak verilen amel, namaza kalkma eylemidir. Keza bunu vahiy İsra Suresi 89. Ayette “Gecenin bir kısmında kalk ve sana özel nafile olarak O’nunla teheccüd namazı kıl!” olarak detaylandırmıştır. Gecenin bir kısmı olarak verilen vakit, yatsı namazının vakti içindedir. Tekrar yazmakta faydar var; Yatsı vakti, gündüzün geceye döndüğü vakitten sonra karanlığın çöktüğü ve tekrar gecenin gündüze döndüğü vakit arasındadır. Yıldızların batışı ise, güneşin geceye adımını atıp, doğduğu zaman olan yıldızların kaybolduğu sabah namazı vaktidir.
Böylece vahiy iki farklı zamanı hem namaz vakti, hemde namazın arkasında yapılacak olan tesbihat üzerinden bildirmiştir. Bunun yanı sıra Resul’e özel önerilen teheccüd namazının vakit aralığı ise uzun bir süreyi kapsayan içinde, namaz-tesbih ve en önemlisi zikir ilmini barındıran bir ibadettir Bu bilgi; Ey örtünüp gizlenen! Az bir kısmı hariç olmak üzere gece kalk! Onun (gecenin) yarısı veya ondan (yarısından) biraz eksilt. Veya onu daha arttır. Ve Kur’ân’ı tane tane güzel bir şekilde oku” olarak Muzemmil Suresi 1 ve 4. Ayetler arasında açıklanmıştır. Tabi Kur’an okumak namazın içerisinde değişmez olan farzlardandır. Bu bilgi nasıl ki Resul için açıklanmış ise iman edenler içinde yine Kur’an içinde açıklanmıştır.
“Muhakkak ki Rabbin, senin ve seninle beraber olanlardan bir topluluğun, gecenin üçte ikisinden daha azında, onun yarısında ve onun üçte birinde (namaz, tesbih, zikir ibadetleri için) kalktığını biliyor. Ve geceyi ve gündüzü Allah takdir eder, onu (namaz vakitlerini) sizin asla hesaplayamayacağınızı bildi. Bu sebeple sizin tövbenizi kabul etti. O halde Kur’ân’dan size kolay geleni okuyun! Sizden bir kısmınızın hasta olacağını, diğerlerinin yeryüzünde, Allah’ın fazlından (rızık) isteyerek dolaşacaklarını ve diğer bir kısmının da Allah’ın yolunda savaşacaklarını bildi. Artık O’ndan (Kur’ân’dan) size kolay geleni okuyun, namazı ikame edin, zekâtı verin ve Allah için güzel bir şekilde borç verin! Ve nefsiniz için hayır olarak ne takdim ederseniz, onu Allah’ın indinde daha hayırlı ve daha büyük bir ecir olarak bulursunuz. Ve Allah’a istiğfar edin! Muhakkak ki Allah; Gafur’dur, Rahîm’dir.” Müzemmil 20. Ayet
Tüm namazlar ve gece namazı olan yatsı namazı için nefsler kalktıklarında, kendilerinin kolayına geleni namazları sırasında okumaları öğütlenmiştir. Bunu Resul ve ona uyanlar üzerinde vahiy, şahit olacak nefsler için bildirmiştir.
Buraya kadar; Sabah, Öğle, Akşam ve Yatsı olmak üzere 4 vaktin ne olduğunu ve neye göre belirlendiğini ifade ettik. Vahiy bu vakitlerin dışında bir zamana daha atıfta bulunur. İlk olarak bu zaman bilgisi, geniş bir anlamda İsra Suresi 78. Ayette “Güneşin dönmesinden, gecenin kararmasına kadar namaz kıl. Fecrin Kur’ân’ını ikame et. Çünkü fecrin Kur’ân’ı şahitlidir” olarak verilmiştir. Gecenin kararması olarak verilen vakit, akşam namazı vakti, fecr vakti olarak verilen bilgi ise sabah namazının vaktidir.
“Güneşin dönmesinden gecenin kararmasına kadar namaz kıl” olarak verilen zaman aralığı ise, sabah ve akşam namazı vakitleri arasındadır. Bu iki zaman arasında kalan öğle ve ikindi namaz vakitleri ise Rum Suresi 17, 18. Ayetlerde “Öyleyse akşam ve sabah (namaz) vaktinde Allah’ı tesbih edin. Ve göklerde ve yerde hamd, O’na mahsustur. İkindide ve öğle vaktinde (O’nu tesbih edin)” olarak verilerek, güneşin dönmesinden gecenin kararmasına kadar olan vakite ki namazlar bildirilmiştir.
İkindi namaz vakti, vahiy içerisinde özel bir ada sahip olarak karşılık bulmuştur. Bu bilgi, Bakara Suresi 238. Ayette “Namazları ve orta namazını koruyun ve Allah’a gönülden boyun eğiciler olarak (namaza) durun” olarak verilerek, aslında bir denklemin tamamlayıcısı gibi kendine yer edinmiştir. Çünkü bu denklem, namazların tek sayıya sahip olan bir vakite bölündüğü gerçeğidir. Örneğin namaz vakti 4 veya 6 olsaydı, herhangi bir vakit, orta namazın karşılığı olmayacaktı. Fakat vahiy 5 namaz vakti belirlemiş (Sabah-Öğle-İkindi-Akşam-Yatsı) ve bu vakitlerin (Sabah ve Öğle ile Akşam ve Yatsının) ortasında olan “ikindi vaktinin” denklem içinde yerini belirterek tüm vakitleri insanlara bildirmiştir.
Kur’an nefes alan eşsiz bir kitaptır. Ve kendisini kendi içinde açıklamaktadır. İslam olana düşen “Kitabı gereği gibi okuyanlar, ona iman edenlerdir” ayetinde olduğu gibi, kitabı gereği gibi okumaktır. Kitabı gereği gibi okuyana ise istediği cevaplar verilir.
EMRAH ERYILMAZ